Her hayvanın yabani bir ruhu var. Bu hayvanlar doğa tarafından doğdukları yaşam alanlarında koşmaları, gezinmeleri, ağaçlara tırmanmaları için dizayn edildiler. Hayvanları şu anda onların yaşam alanlarını kontrol eden insanlarla daha yakın bir ilişki kurmaları için hayvanat bahçeleri kuruldu. Ne yazık ki bu hayvanat bahçelerinin yarardan çok zararı var. Evet, insanlar hayvanat bahçelerinde normalde asla görme şanslarının olmadığı bir çok hayvanı bizzat görebiliyor. Ama hayvanların kafesteki halleriyle doğadaki halleri aynı değil. Hayvanlar esirler, insan müdahalesi olmadan hareket edip davranacakları gibi davranamıyor, hareket edemiyorlar. İnsanlar esir hayvanları hayvanat bahçelerinde görebilir görmesine, ama bu hayvanları nadiren anlayabilirler.
Manuela Kulpa hayvanların doğal yaşam alanlarına gidemeyen o insanlardan biri. Ama Alman fotoğraf sanatçısı hayvanları deneyimlemekten fazlasını istedi, onları anlamak istedi. Bu isteği yerine getirmenin en gerçekçi seçeneği de Avrupa’daki hayvanat bahçelerini ziyaret etmek oldu, Kulpa bu hayvanat bahçelerinde yaşayan hayvanların fotoğrafını çekti ama yeni bir yaklaşım denedi.
Kulpa hayvanların her birini saatlerce izledi. Hayvanların yabani yaşamda olmayan davranışlarını yakalamayı istiyordu. Ve işte bunun fotoğrafını çekti. Kulpa esir hayvanların yaban düşlerinden anlar yakalamayı başardı.
Resimler:
Kanadalı profesyonel fotoğrafçı Gaston Lacombe’un çektiği fotoğraflarsa Kulpa gibi yabani düşlerin peşinde değil; o, hayvanat bahçelerinin gerçekte ne olduğunu çıplak bir şekilde göstermeyi istemiş fotoğraflarında:
http://www.onegreenplanet.org/news/this-is-what-zoo-captivity-looks-like-photos/
http://www.onegreenplanet.org/news/pictures-of-captive-animals-that-display-a-wild-soul/